15 Ekim 2017 Pazar
16.Gün. Saat 18:18
Biraz önce saate bakayım dedim. Saat 18:18 Gülümsedim. An'ı özel kıldı bu 18:18 ve an'a odaklandım. Kitabıma, elimdeki kadehime baktım öyle.
16. günü yazayım dedim. Güzel bir müzik açtım.
Bugün yorucu bir gündü. Sabah keyfini yaptım önce. Bardak bardak çayımı içtim. Biraz limon ağacımla ilgilendim. Bitki biti musallat olmuş. Kağıt havluyu ıslatıp tek tek temizledim. Diğer çiçekleri suladım. Sarmaşığın sararıp solmuş yaprakları düşmüş balkona. Süpürdüm onları.
Ve günün etkinliği temizliğe giriştim. Sildim, süpürdüm, toz aldım, salondaki halıları sildim ve banyoyu temizledim.
Ben bunları yaparken Konca ne yaptı dersiniz?. Ben içerieri hallederken o salonda kanepede yattı. Sonra ben salona gelince "Hadi sen biraz yatak odasna git ." Dedim. Suratını asa asa gitti. Ay! çok rahatsız oldu canım.
Neyse her yer cillop gibi oldu. Bu arada pilav yaptım. Bir de buzluktan köfte indireceğim akşama. Çamaşırlar yıkandı asıldı balkona.
Giyindim makyajımı yaptım. Hiç üşenmem, yaparım makyajımı. Çıktım dışarı. Bankamatikten para çektim. Sonra markete girdim. Beyaz şarap, muz, üzüm, çikolata, patates ve soğan aldım. Poşetleri dengeli bir şekilde doldurdum.
Eve doğru yokuş yukarı çıkarken arkamdan bir hanım. "Sizinki tam spor. Hem ağırlık hem yokuş." Diye laf attı. O da yürüyüşten dönüyordu sanırım; üzerinde eşofmanla.
Akşam bloglar okunacak ve dizi seyredilecek. Polar pijamalar giyilecek. "İyi ki makyajımı temizlemişim" diye sevinilecek.
Ve cup yatağa...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
İyi geceler sevgili Mihriban
ayyy, yatak, şarap kadehi, kitap, blog... Çoook güselll ;-)
Yorum Gönder