1 2 3 4 5 Bu kodu kullana

30 Mayıs 2010 Pazar

Kızgül Sınavda



     Annesi de yanında...Cumartesi pazar Kızgül'ün açık öğretim sınavları vardı. Ben de ona eşlik ettim. Çok uzak yerlere düşmüş.

     Birinci gün Soğanlık,  ikinci gün Esentepe yollarına düştük. Önce internetten baktık tabi nasıl gideriz diye. Önce Kartal'a, oradan dolmuşlarla gidiliyor ikisine de.

     Hava da pek sıcaktı.Ben yanıma kitabımı, müziğimi aldım. Eee! İki saat bekleyeceğim. Biraz erken gitmişiz. Kantinde yerimizi kaptık. Kızgül, biraz ders ezber etti :)

     Aman ne çok sınava giren var! Daha çok bayanlar... Hamileler, çocuklu hanmlar hatta benim yaşımda bile vardı.

     Kızgül sınavdayken ben de kitabımı okudum. Çayımı içtim. Gittiğimiz yer bir kasaba gibiydi. Çok sessizdi. Çocuklar bisikletle dolaşabiliyorlardı ve kuş sesleri duyulabiliyordu.

     Arada bir kitabımı kapattım. Ortamı dinledim. Kantinci hanımla sohbet ettim. Derken Kızgül geldi. İkimiz kocaman dondurmaları götürdük.
   
    Hesabı öderken şaşırdım. Hata var zannettim. Sudan ucuzdu.

28 Mayıs 2010 Cuma

Defile




           Kaç gündür hazırlanıyoruz. Kursta diktiklerimizi  sunduk. Çok heyecanlandım çok. Neyse atlattık. Çok güzel oldu. Hepimiz saçlarımızı, makyajlarımızı yaptık.Tıkış tıkış soyunma odasında  heyecanla sıramızı bekledik.

           Bazı arkadaşlar çok rahattılar.Sanki hep mankenlik yapmışlar gibi. Ben ilk çıktığımda aşırı heyecanlandım. Bacaklarım birbirine dolandı. Kızgülle konca da beni izlemeye gelmişler. Onlara da gözüm ilişince daha bir heyecanlandım.

           Bir çarpıntı tuttu beni. Neyse başarıyla sunumu tamamladık. Kızgülüm "En güzel benim annem; başka güzel yok!" diye tezahürat yaptı eve gelince .

           Çok yorulmuşum. Rahat bir uyku çektim.

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Mavi Liman

Çok yorgunum

Beni bekleme kaptan
Seyir defterini başkası yazsın

Çınarlı kubbeli mavi bir liman

Beni o limana çıkaramazsın...

Nazım Hikmet




21 Mayıs 2010 Cuma

17 Mayıs 2010 Pazartesi














        Bugün erkenden kalktım. Masayı hazırlamaya başladım. Kuzen günü yapacağımızı umuyordum. Bana kahvaltıya geleceklerdi.

       Gözlemeleri tavaya attım. Mantarlı omlet malzemelerini hazırladım. Zeytinyağlı dolmam ve sütlü tatlım dünden hazırdı.

       Meloş kuzen geldi. Ama küçük kuzen yok. Çok şaşırdım ve üzüldüm.

       Ve derin bir hayal kırıklığı...

16 Mayıs 2010 Pazar

Balkonda...

 


     "Çiçeklerin yanında çok güzel görünüyorsun."Dedi ve çekti...

14 Mayıs 2010 Cuma

Bir Film






           Kızgülle sinema kaçamağı yaptık. "Aşkın Son Mevsimi " Tolstoy'un son dönemini  anlatan bir film. Bizim hoşumuza gitti. İnançlarıyla karısı arasında kalan Tolstoy tutkusuna yenik düşmüyor.

           Filmin teması, Tolstoy'un özel mülkiyet karşıtlığı idi. Kendi kurduğu komünde yaşıyordu. Eserlerinin yayın hakkını halka bırakması konusunda karısıyla sorunlar yaşadı.

          Tolstoy'un eserlerini okuyasım geldi yeniden. Bizde Anna Karenina ve Harp ve Sulh var. Başka kitaplarını okumak istedim.

          Bugün hava yaz gibi. Kuzen Meloş burda. Emel'le pazartesi kahvaltıya gelecekler bana.

11 Mayıs 2010 Salı

Şimdi...





             Saat 18.10 . Çıt yok evde. Tahsin Yücel'in "Kumru İle Kumru" sunu bitirdim. Paulo Coelho'nun "Kazanan Yalnızdır"ına başladım. Balkon kapısı açık.İçeri mayıs havası sızıyor. Uzakta çocuk sesleri...

             Biraz önce ocağa taze fasulye koydum. Kokusu mis gibi burnumda. Bugün aldığım domates ve fesleğen saksıları mutfak balkonunda yerlerini aldılar.Büyümekteler.

             Bir kuş ötüyor. Çayımı yudumluyorum.

 

9 Mayıs 2010 Pazar

İyiki...


 

            Kaç yaşımda olursam olayım ve sen kaç yaşında olursan ol sana ihtiyacım ve güvenim hiç bitmiyor.
 
            İyiki varsın annem.





Veee İyiki anneyim...
Çok şanslıyım çok...



7 Mayıs 2010 Cuma

Tansiyon

                   Artık benim de bir tansiyonum var. Bugün doktor ilk tansiyon ilacımı yazdı. Hep düşük tansiyonum olduğu için doğru dürüst ölçtürmüyordum. Son günlerde  yer ayağımın altından kayıp duruyordu. Birde aniden başlayan bir çarpıntı. İki dakika filan sürüyor ama bayağı bir korkutuyor.

                  Tiroid tahli zamanı da gelmişti zaten. Koncayla doktorun yolunu tuttuk. Tahliller fena değil. Hormonun dozunu çeyrek arttırdık.

                  Tansiyon iki gündür onaltıya onbir. Şöyle bir bakındım internette. Spor zaten yapıyorum. Oldukça hareketliyim. Kilom normal sayılır. Sebze ağırlıklı ve sağlıklı besleniyorum. Eee! ben napim peki.

                  Bende bugün hapı yuttum. Hem tansiyon hemde kalp ritmini düzenliyen bir ilaç verdi doktor. İyi gelirse ne ala. Yoksa kardiyolojiye gitmem gerekecek.

                  Biraz kafayı taktım ama neyse...

6 Mayıs 2010 Perşembe

Ahırkapı Hıdrellez Şenlikleri




         Ben, bunu nasıl yaptım bilmiyorum. Bir arkadaşın davetiyle Ahırkapı Hıdrellez Şenlikleri'ne gittik koncayla. Gidiş çok güzeldi. Bostancı Deniz Otobüsü'yle Kabataş'a gittik. Orada buluştuğumuz arkadaşlarla yola koyulduk.

         Tramvaya bindiğimizde ben de şok başlamıştı zaten. Aman Allah'ım ne kalabalık! Bir insan tenceresinin içine düşmüş gibi yol alıyorduk. Acaba ben mi abartıyorum diye etrafıma bakındım. Herkes hayatından memnun. Tabi bizim yaşımızda pek kimse yok. Hemen hepsi genç.Neyse sabredeyim dedim.

         Parka girdik sonunda ama girmez olaydık!İnsanlar delirmiş galiba.Ortada şenlik diye gürültüden başka birşey yok.Ben orda kocaman dev bir ağız gördüm. Birşeyler yiyor, kutu kutu bira ve şarap içiyor,gülüyor,uğultuyla  konuşuyor. Bir an kocaman ağız beni de yutacak sandım.

         Arkadaşlara veda edip kaçtık.İnsan tenceresinin içinden zor kurtulup kapıya ulaştık.Sanki korkulu bir rüyadan uyanmış gibiydik.

        Karaköy vapur iskelesine kadar yürüdük. Vapurda  püfür püfür Uludağ limonatayı içtim, kendime geldim.

        Eve geldiğimizde gece yarısına az kalmıştı. Bir daha mı şenlik menlik? Allah korusun! Ama dileklerimi yazıp çiziverdiğim minik pusulamı da balkona koyuvermeyi ihmal etmedim.

       Kim bilebilir ki? Belki de uğrar...

2 Mayıs 2010 Pazar

Kızgül Sporda


    
        Kızgül'üm spora başladı.Küçük tembelim benim.Yıllardır "Bacaklarım çok kalın yaaa!"diye başımın etini yiyor,spora başla deyince de yan çiziyordu hep.Birdenbire karar verip bir salona kaydını yaptırdı.

        Oh be! Bütün aile spor yapıyoruz.Kendimi nasıl da iyi hissettiriyor bu. Ben yıllardır evde veya salonda egzersiz yapıyorum. Öylesine alışmışım ki bunu yapamadığım zamanlar eksik hissediyorum.

        Tüm sevdiklerimin de yapması için her fırsatta dır dır yapıyorum.Şimdi plates yapacağım. Bedenime bol oksijen hediye edeceğim.