14 Mart 2010 Pazar
Minik Mucizem...
İki ay kadar önceydi. Koncanın yaptığı maket evin balkonuna dekor olsun diye bir krem kutusuna biraz toprak koymuş; balkondaki saksıdan kopardığım dalı da içine daldırmıştım. Sonra maket ev için biraz büyük gözüktü gözüme. Mutfak camına koydum. Ara sıra su verdim. Baktım yeşilliğini koruyor.
Derken bu minik şey, bana çiçek verdi işte. O küçücük toprakta ne ara tutundun hayata? Ne ara çiçeğini sundun bana? Cömertliğin bu kadarı da fazla. Bana üç dört yıl önceki başka bir mucizeyi hatırlattın.
Arka balkonda kalebodurların arasında bir ot büyüyordu. Hangi rüzgar toprağını taşımış; hangi rüzgar tohumunu atmıştı? Onu görünce şaşırmış ve sevinmiştim. Birkaç gün sonra oğlum da farkedip bana göstemişti." Anne, şuna bak inanılmaz. " diye. Onun da farkında olmasına ayrıca sevinmiştim.
Balkonu yıkarken dikkat ediyordum zarar görmesin diye.
Bir gün o zamanlar bize temizliğe gelen Melahat Hanım koparıp atıvermiş onu." Buraları da ot bürümüş. " diye.
Ama o arka balkonda başka güzellikler oldu yine. Kanadı yaralı bir kargayı misafir ettik. Bir başka zaman iki kumru bebeklerini büyüttü. Uçurdu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
ne güzel küçük şeylerle mutlu oluyorsun
bie çiçeüin canlanması bir insanın dünyaya gelişi
bir tohumdan hayatın okuşması
Evet.Zaten mutluluk basit şeylerde gizli.Onu ortaya çıkarabilmek önemli olan.
Yorum Gönder