1 2 3 4 5 Bu kodu kullana

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Bahçede...

      



                 Konca, geç vakit sabah kahvaltısını yaptı. Televizyonda belgeselini açtı.Yastıkları oraya buraya atıp kanepede kendine yer açtı. Anladım ki spor salonuna gidilmeyecek,öyle yatılacak.Geçen gün de gitmemişti zaten.

                Dır dır dır söylenmeye başladım. "Niye gitmiyorsun da, gidersen açılırsın da, yat yat ne olacak sanki ?"diye. O da "Bugün çok sıcak,kalp krizi geçireyim istiyorsun değil mi?"diye bana söylendi.

                Ben alışverişe çıkmak için hazırlanırken baktım o da antrenman çantasını hazırlıyor, yan yan bana bakarak.

                Gitsin tabi. Önemli olan evden çıkıp spor salonunun havasını solumak. O bile yeter.Zaten ben deli gibi çalış kendini öldür, demiyorum ki. Hafif çalış; ama muntazam git. Fena bir şey mi diyorum sanki?

               Neyse o spora gitti.Ben alışverişimi yaptım. Dönüşte alt komşum T. Ablaya uğradım."Bahçede çay içelim mi?"diye.

               Ben çay demledim. Sigara böreği sardım hemen. Onları kızarttım. Çayı termosa  koydum. T. Abla da inmiş bahçeye. Masaya örtüsünü örtmüş. Bamyasını da getirmiş ayıklamak için.

               Bir yandan anlattı bir yandan ayıkladı.Küçük oğlu, eşinden ayrılıyormuş. Çok üzgündü.Ara ara gözleri doluyordu. İki kase fırında sütlaç getirmişti.Çok güzel olmuştu. Onun tarifini de püf noktalarıyla birlikte verdi hemen.

              Akşam serinliğine kadar oturduk. Sonra Konca geldi yanımıza. Ona da bir çay koydum. Yorgun ama mutluydu. Gözlerimle ona" Bak fena mı oldu gitmen?" dedim. O da gözleriyle "Haklıymışsın."dedi bana...

Hiç yorum yok: