3 Mart 2012 Cumartesi
Teyzeme Ziyaret...
Artık kapımız çalmaz oldu dedi teyzem. O işlerinin çok olduğu gelen gidenin bol ve mutfaktan çıkamadığı zamanlara özlem duyarak sanki. "Arkadaşlarım ya hasta ya öldüler, komşularda ayağını kestiler birer birer". dedi. O artık ayakta zaman geçirdiğinden çok yatakta zaman geçiriyor. Tıpkı yeni doğmuş bebekler gibi. Ama bu bebeklik ne kadar hüzünlü, sevgisiz ve yalnız.
Bakıcısıyla oturuyorlar. Arada çocukları geliyor. Ona her gittiğim de daha çok ziyaretine gitme kararı alıyorum. Gidişim onu mutlu ediyor. Hep eskileri anlatıyor uzun uzun. Ama sonra kendimi hayatın akışına bırakıyorum. Unutuyorum onu. Bazen beni anneme şikayet ediyor. Şu kadar gündür gelmedi diye.
Kadınlar artık mutfağa giremediğin de gelenler gidenler ayaklarını kesiyorlar o evden. Veya kadın önce öldüğünde erkek yalnız kaldığında da aynı şey oluyor. Çünkü kadının evi "ev" yapma özelliği yok oluyor...
Bu gün teyzeme ziyarete gittim. Her şey yerli yerinde. Eminim çekmeceleri hala mis gibi sabun kokuyordur. Ama evde bir canlılık yoktu. O yataktaydı. Beni görünce gözleri ışıldadı... Çay yaptı yardımcısı. O anlattı hep. Ben dinledim çayımızı içerken...
Resim "net"ten kaynağını bilmiyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
13 yorum:
Büyüklerimizi ziyaret etmeyi ertelememeli değil mi? Belki yarın bizimle olamayacaklar :( Ahhhh hayat! Neden bu kadar zorsun?
Tıpkı yeni doğmuş bebekler gibi. Ama bu bebeklik ne kadar hüzünlü, sevgisiz ve yalnız.Çok doğru.
Keşke imkanlar el verse de tıpkı bebekler gibi himaye edilip kol kanat gerilebilse.
Ne kadar sık gidersen o kadar az pişmanlık çekersin Mihriban' cım. Çok iyi biliyorum bu pişmanlığı
maalesef.
Hani "empati"diyorlar ya, kendini karşısındakinin yerine koyma....
İşte bunu her insan daima uygulamalı... Bizler de yaşlanacağız birgün, belki elden ayaktan düşeceğiz, yalnız kalacağız, gözümüz kapıda, kulağımız seste olacak....
İşte bu nedenle, mutlu olmak istiyorsak, biz de başkalarını mutlu etmesini bileceğiz....
Kutluyorum seni:)
Colette-Yaşlılık çok zor...
Asuman- Evet. Vakit varken onlarla beraberliği yaşamak lazım.
Banuca- Artık yaklaşıyor o kaçınılmaz günler.
Yaşlılık ve yanında gelen yalnızlık çok zor olsa gerek. Kimselere muhtaç olmadan sağlıklı yaşlılıklara..
Mihribancım
Babaannemi öyle görünce günlerce kendime gelememiştim. O her gün kapısını aşındıran komşuları bile 80 yaşında dedem sürekli evde diye uğramaz olmuşlardı...
çok etkilendim.ne kadar hazin...
kızgül
hülya-Onurumuzu koruyarak güzel yaşlanırız inşallah.
Lale-Yaşlılıkta yalnızlık ne zor.
kızgül-Kıyamam.Tasalanma senin o günlerine daha çok var:))
Gece gece olmadı bu yaa blogunu açtım boğazım düğümlendi sanki büyük annem karşımdaydı inanmıyorum bu kadar mı benzer insanlar biz onu kaybedeli yıllar oluyor.Mallesef insanlar kabuğuna çekildi kimse kimseye selam dahi vermiyor ne arayıp sorması.sağlıcakla kal
Hüzün çöktü içime. Bilemiyorum aynı durumlara düşmek var mı? geri kalan yaşamımızda, bilmekte istemem:(
Anlatımındaki hüzün beni mis gibi sabun kokan mutfağı kadınsız o eve çekti.
Aslında onlar devamlı birilerini beklerken yaşamın ne kadar hızlı akıp gittiğinin farkında değiller ki!
Mevdoş- Onlar bazen sadece aranmak istiyorlar. Annelerinle ne güzel ilgileniyorsun. Kayınvalidenide hiç ayırmıyorsun.Bende kayınvalidemi çok severdim.
Nur- Bana da hayat çok hızlı geliyor Nur'cuğum. En iyisi bugünü düşünüp yaşamak. Geleceğide geçmişide fazla irdelememek...
Hakikaten kadın mutfaktan elini çektiğinde evin sıcaklığı kayboluyor,insanlarla birlikte mutfaklar da yaşlanıyor,ne garip:(
Minik- Ben bunu çevremde çok gözlemledim. Ne zaman bir kadın artık mutfağa giremiyor o zaman yaşlanıyor ve çevresini yavaş yavaş kaybediyor.
Yorum Gönder