1 2 3 4 5 Bu kodu kullana

30 Aralık 2011 Cuma

2011'e Veda...



        Kokinalarımı aldım. Onsuz uğurlama ve hoşgeldin olur mu hiç? Çok severim kendilerini. Günler geçer vazolarında kururlar, yine atmalara kıyamam...

        Evet 2011 bitiyor. Kendisini irdelemek, göz gezdirmek istemedim nedense. Öyle bir yıldı işte. Mutluluk da vardı, can sıkıntısı da vardı, keder de vardı. Ama yine de hakkını yemiyeyim. Çocuklarımın,benim,eşimin sağlıkları yerindeydi çok şükür.

        Bu sabah Kızgül biraz hastacık olmuş. Zencefilli nane  limonunu verdim eline. Biraz da nazladım. Hemen iyi oldu.

        Ben evi temizledim, yarın için alışveriş yaptım. Sonra senede bir yaptığım zeytinyağlı yaprak sarması yaptım:))  Bizim yılbaşı menüsü pek değişmez. Salçalı biftek, pilav, patates kızartması, rus salatası zeytinyağlı yaprak sarma... Bu sene tatlı yapma hazır pasta alalım dedi evdekiler. Kendileri bilir. Neler kaçırdıklarının farkında değiller:))





Yılın son günlerinde okuduğum kitap...






Bu da ağacımız olmadığı için ışıklandırdığımız çiçeğimiz.   Umutla bekliyoruz seni 2012. 



26 Aralık 2011 Pazartesi

Her Akşam Tatlı Yemek...



        Hem de hiç vicdan azabı çekmeden yiyorum. Hadi siz de hazırlayın, çok basit. Bir kase yoğurt... İçine biraz meyve doğrayın. Bir tatlı kaşığı susamı karıştırın. Üstüne bal gezdirin ve tarçın serpin. Afiyetle yiyin.

        Tatlı mı? Tatlı.  İçindekiler faydalı şeyler mi ? Evet, çok faydalı hem de...İsterseniz google'a sorun. Bugünlerde akşamları televizyon izlerken götürüyorum .

        "Bu şöyle bol ağdalı kaymaklı tatlının yerini tutmaz." derseniz siz bilirsiniz. Ya kırk yılda bir yersiniz onu ya da tombik olursunuz. Ben karışmam.

   


          Leylak Dalı'cığımın bu yılki  kart etkinliğini çok istememe rağmen babacığım dolayısıyla kaçırdım. Ama Nurşen'ciğim beni unutmamış bu güzel kartla güzel dileklerini yollamış. Beni mutlu etmiş...

          Ben de bütün blog arkadaşlarımın yeni yılını kutluyorum. Sevdiklerinin hep yanında olacağı huzur dolu günler diliyorum.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Yaşadığım Semtden...

   

            Küçükyalı Meydanı sanki bir parçam gibi. Nereye gidersem gideyim "Migros ışıklarda inebilirmiyim?"deyip indiğim yer. Bu kışın ayrı, yazın ayrı , baharda ayrı güzel meydana adımımı attığım anda eve gelmiş gibi hissederim.




        Bazen  can sıkıntısını dağıtmak için, bazen güzel bir güneşin ardına takılıp  huzur bulmak için evdekilere" ben aşağıdayım." deyip çıkıp dolaştığım yerler.



            Buralarda geznipte huzur bulmadığım olmamıştır hiç. Bütün ihtiyaçlarımı bu meydanın çevresinde bulabilirim.



            Uğramadan edemediğim aktarlar, bir milyoncular, yüncüler...



           Manavlar...



              Balıkçılar, balıkçı restaurantları...



              Kedileri insanları havası her şeyiyle  beni sahil kasabasında yaşıyormuş gibi hissettiren bu meydanı çok seviyorum..

17 Aralık 2011 Cumartesi

Evimdeyim...





          Dün evime döndüm. Bir an önce alıştığım hayatıma başlamak istiyorum. Ama zihnimi ara ara anılar bölüveriyor. Sabah annemi aradım. Kaç gündür birlikteydik. "Beni özledin mi ? " dedim özlediğini bilerek.
      
         Yılbaşının yaklaştığını farkettim. Eskiden olsa nasıl da coşku dolardı içime.  Yarın güzel bir temizlik planlıyorum. Her şeyin yeri değişmiş. Artık yerleşmek  zamanı. Bugün market alışverişi ve teyzeme ziyaret var. Beni bekliyordur şimdi.

         Blogları çok özlemişim. Onları okuyacağım bol bol. Şimdi mutfağa girmek akşam için bir şeyler hazırlamak lazım.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Babam...




                      Onu iki Aralıkta kaybettik. Sinop'un bağrına bıraktık ve babasız baba evine geri döndük...

                      Hayat tatsız ağır aksak devam ediyor...