1 2 3 4 5 Bu kodu kullana

29 Mayıs 2011 Pazar

Pazar Günüm



                   Güzel bir uykunun sabahına kalktım bu gün.  Kızgül'ün izin günüymüş hala uyuyordu. Konca motorla çıkmış. Maydonoz beyaz peynir yumurta domatesten oluşan kahvaltımı hazırladım kendime. Gazete okurken kızgül  uyandı. Ona yağda kızarmış ama iyi kızarmış yumurta hazırladım.

                   Derken konca geldi elinde bir koliyle. Bir ilkokula yardım kampanyası için alınmış kırtasiye malzemeleriymiş.

                   Küçük odayı düzenledim. Atılacak bir sürü şeyi poşetledim. Oh! Rahatladım. Sonra kızgül çıktı. Koncayla ben motora atladık. Suadiye balıkçı barınağına çay içmeye gittik.  Orda bir arkadaşımıza rastladık. Sohbet edip bol bol çay içtik.


                




                     Eve dönüşte konca'dan izin alıp "ay! canın istermi?" falan diye bir bira alıp mp3 playerimi takıp camın kenarına yerleştim.






                Ağacım henüz çiçeklenmemiş ama yemyeşil olmuş. Onu seyredip müzik dinledim. Düşüncelerimin içinde kayboldum...

                Şimdi mutfağa gireceğim. Bezelyem ve pilavım var. Buzlukta köftem var. Oğuldan haber aldım. Sınırdan giriş yapmış. Binlerce şükür olsun. Sağ salim evine kavuşsun inşallah...

24 Mayıs 2011 Salı

Hüzün Kokusu.



             Gözlerini seçme mesafesinde duydum kokuyu.

             Ortalığa yayıldı sonra.  Buram buram hüznün kokusu.

             Yemeğini yedi gözlerime bakmadan. Odasına kapandı.

              "Başım ağrıyor anne" dedi.

              Bu kadar söyledi.

              Meraktayım... Çıksa odasından.

              Azıcık anlatsa kıyısından köşesinden.

              Sarılsam ona. Saçını sevsem...

19 Mayıs 2011 Perşembe

Mutfak İşleri,Oğulu Yolcu Etme, Cumalıkızık Gezi Fotoları.



     

             Sabah erken girdim mutfağa. Adetim değildir pek sabahın köründe mutfak. Erken uyandım. Bu sabah Oğul motorla İran'a hareket etti. Beni yine meraklara koyarak. Yapacak bir şey yok. On günlük bir gezi olacak. Üç arkadaşıyla gidiyorlar. Kulağım telefon sesinde bekleyeceğim dönüşünü.

             Bende girip mutfağa oyalanayım diye zeytinyağlı biber dolması yaptım. Kızgülüm pek sever. Arkasından mevsimin ilk çilek reçelini yaptım. Karanfilli tarçınlı.


       

           Ortalığı püfür püfür çilek kokuttum. Oğul'danda haber aldım. Oh rahatladım. Şimdi Koncanın Cumalıkızık motor gezisinde çektiği fotolarda sıra.



       








  

         Köy gözlemeleri.







   Konca'nın adaşım gözleme evi karşısında ki heyecanı :)))  Herhalde "burdada mı karşıma çıktın?"diyor.



    İşte taş bir ev. Penceresinde çiçekler.


    

      Müze.




        Bu geziye ben de katılmak isterdim ama motorla uzun yola hiç çıkmadım. Cesaret edemiyorum. Zaten annem kızıyor. "Kızım Allah korusun kaza filan olur. Herkes ne işi   vardı bu yaşta motor tepesinde diye ayıplarlar" diyor. Haksız da değil:)))

        Ben şimdi pazara gidiyorum. Bol yeşillik almaya...

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Güneşli Bir Cumartesi



         Sabah uyandığım da güneşi hissettim. Perdeyi açtım ve içten şükrettim. Puslu havalarda nedense aynı içtenlikle şükrettiğim söylenemez. Hava güneşli ve  üstelik cumartesi.

          Kuzenle CKM de buluştuk yine.  Onun koro çalışmasının bitmesini beklerken  ben fotoğraf sergisini gezdim. Sevdiğim resimleri çektim ama  hep parlamış.








                 Sonra  Sahile inelim dedik. Bağdat caddesi çok kalabalıktı. Sahile inerken bir siteden geçtik. Nasıl yeşil ve sakin. Bayıldık.




             Bu güzel kedicik keyifle güneşe uzanmıştı. Resmini çekerken biraz korktu galiba.







     




              Her zaman oturduğumuz hatta yazın denize girdiğimiz balıkçı barınağında oturup çay içtik.






           Denize okadar yakındık ki. Usul usul sesini dinledik. Sırtımızı güneşe verdik. Sonra  Kuzen'den ayrıldım. Konca'yla telefonlaşıp Bostancı'da buluştuk.







      
         Ve bira ve kabuklu baharatlı patates...  Bel yağları ne olacak demeyin. O kadar yürüdük napalım...

10 Mayıs 2011 Salı

Bel Yağlarımdan Kurtulacağım.



            Kararım karar. Yan yağları etkileyen egzersizlere baktım netten ve bugün başladım. Kilomla göbeğimle bir derdim yok. Fakat bu yan simitler beni çok rahatsız ediyor. Kurtulacağım inşallah. Bana bir ay müsaade. Bir ay sonra sonucu sizle paylaşacağım inşallah.

           Yapacağım egzersizlere ek olarak  haftada beş gün 30 dakika tempolu yürüyeceğim.

"Yanları Eritmek İçin Hareketler" Şuradan ... http://kaanlazayiflama.blogcu.com/yan-yaglar-nasil-yakilir/7689952


         
"Elinize uygun bir sopa alıp yumuşak bir zemine oturarak bacaklarınızı denge için açın. Sopayı boynunuzun arkasından omuzlarınıza yerleştirin ve ellerinizi uçlarına koyun. Momentum kullanmadan sadece karın kaslarınızı ile kendinizi mümkün olduğunca sağa doğru çevirin. Sonra karın kaslarınızı sıkarak, sopayı tersi istikamette sola doğru çevirin. Hızlanmamaya ve sadece karın kaslarınızı kullanmaya özen gösterin. Hareketi yanlarınızda yanma hissedene dek yapın





Yumuşak bir zemine sırtüstü yatıp dizlerinizi bükün ve ayaklarınızı poponuza çekin. Elleriniz kafanızın arkasında olsun. Sağ ayağınızı sol dizinize yerleştirip derin bir nefes alın. Nefes verirken karın kaslarınızı sıkıp sol dirseğinizi havada bulunan sağ dizinize değdirmeye çalışın. Nefes alarak yavaşça tekrar uzanın. Bu mekik hareketini 15 tekrar yaptıktan sonra diğer dizinizi kaldırın ve sağ dirseğinizi değdirmeye çalışın. Hareket boyunca momentum kullanmadan sadece karın kaslarınızı sıkılaştırarak kendinizi yerden kaldırmaya özen gösterin. Acele etmeyin, tekniğe sadık kalın!




Sağ elinize orta ağırlıkta bir dambıl alıp sol elinizi başınızın arkasına koyup ayaklarınızı denge için açın. Yavaşça dambılı bacağınıza temas ederek dizinize indirin. Sadece karın kaslarınızı kullanarak tekrar doğrulun. Hareket süresince karın kaslarınızı sıkmayı bırakmayın. Yanlarda yanma hissi hissettiğinizde taraf değiştirin. "

    Artık kim korkar düşük bel pantolondan... 

8 Mayıs 2011 Pazar

Şanslıyım...

 



   Hem de çok şanslıyım.

  Çünkü anneciğim var.

  Ve....

  Anneyim...

3 Mayıs 2011 Salı

Balkonum ,Çayım. Çiçeklerim.





               Nihayet bu sabah çayımı alıp çiçeklerime karşı içebildim. Mis gibi havayı koklayıp mutlu mutlu gülümseyebildim. İşte bu. İstediğim bu kadardı. Bahar gibi bir bahar.

               Sokakta ki ağaca tırmanmış kediye ilişti gözüm. Kuşların peşinde. Kuşlar dalga geçiyorlar onla. Yaklaşıp yaklaşıp kaçıyorlar. Sonra iki karga geldi hışımla. Bizimki koca kargalardan korkup telaşla inmeye kalktı. Ay! Az kalsın düşüyordu.

               Karıncalar dizi dizi balkonda gezinmeye başlamışlar. Bir çalışkanlar bir çalışkanlar. Aman eve girmeye kalkmayın. Siz kendi evinizde ben kendi evimde.

               Lahmacuncunun çırağı camları parlatıyor gazeteyle. Laf aramızda bazen ben de yapıyorum. Valla pek güzel oluyor. Bakkal sarkıtılmış bir sepete ekmek ve gazete koyuyor. Arabalarını çalıştıranlar. Telaşlı telaşlı işlerine gidenler. Sokakta her şey her günkü gibi.

               Kızgül sabah erkenden uça uça işe gitti. Konca bugün arka balkonu badana yapacak. Balkonu nihayet kapattırdık. Orası artık Konca'nın çalışma alanı olacak. Model teknelerini orada yapacak. Oh salon bana kaldı hem de kirlenmeyecek. Gerçi peşin peşin sevinmeyeyim. Sıcak der soğuk der yine salona yayılabilir.

               Bana gelince. Pilanladığım hiç bir şey yok. Bugün akışa bırakıyorum kendimi. Bir şarkı dinleyebiliriz mesela.