Dün Ankara'dan döndüm eve. Trenle yolculuğu özlemişim. Dayadım başımı cama. Açtım müziğimi.
Kayıp giden görüntüleri izledim müzik eşliğinde.
Annem ve babamı düşündüm.
Babam, annemin bebeği gibi olmuş. Ona nasıl bağımlı. Beş dakika göremese panik oluyor. Gürcü bir bakıcı var. Annem babamla ilgileniyor. O da ev işlerini hallediyor. Babamı haftada iki gün diyalizde bekliyor. Böyle geçiyor hayatları. Biz onları yokladıkça mutlu oluyorlar. Annem kardeşle ben geleceğiz diye zeytinyağlı dolmalar, çerkes tavuğu, kaymaklı revani yapmış bu işinin arasında.
Kardeşle Dost'a uğramıştık. Bana kitap almak istedi. Bunları seçtim.
Yolculuk bitti. Konca beni Bostancı İstasyonu'nda karşıladı. İstanbul havası buz gibiydi. Eve geldik. Konca poşette tavuk pişirmiş. Ben de şehriyeli pilav yaptım hemen.
Sofrayı kurduk. Çocuklar geldi. Ev sıcaktı...